Özkan Zere

Dünyanın En İyi Beşinci Pastacısı

Bir okçu hayal edelim. Dünyanın en iyi okçusu olsun... Yetenekleri kusursuz...

Ok, yay ve hedef ile bütün olduğunda, hedefi her seferinde tam 10'dan vuran bir okçu...

Bir yarışmaya girdiğinde, hedefi göremez hâle geliyor. Rekabet yetenekleri kullanılamaz hâle getiriyor...

Sırf yapma, sadece kendiniz olma zevkiniz için burada olmanız önemli... Başkalarına kendinizi ispat etmek zorunda değilsiniz... Yarışmayın kimseyle, kendinizden başka...

Bir çocuk masalı okudum geçenlerde... Mahallesinde dolaşan bir çocuk, tek tek herkesin mesleğini soruyor, niye yaptığını, hayalini soruyor... En sevdiğim cevap, pastacıdan geliyor. Dünyanın en iyi beşinci pastacısı olmak istediğini söylüyor...

Mukayese Müessesi Mutsuzluğun Müsebbibi...

Sizin cevherinizi keşfedip bunu işleyip mücevhere dönüştürmeniz sizin boynunuzun borcu...

Yeteneğiniz boynunuzda asılı... 

Yarışımız daima kendimizle, başka kimseyle değil...

Kıyaslamayın. Durduk yere mutsuzluk yaratmayın.

Dünyanın en parlak, en pahalı, en güzel, en iyi mücevheri olmak zorunda değiliz; kendimizin en iyi hâli için çabalamak zorundayız...

Diyelim ki bir numara oldunuz... Keşfettiğiniz yeteneğinizle, dünyanın en iyisi de olsanız, sonrasını düşünün. Sonra ne olacak?

Sevdiğiniz işi, neşe içinde, huşu içinde yapadurun, ha birinci ha sonuncu fark etmez. 

Siz yaşamaya ve kendinizi işlemeye devam edin. 

Ölümsüz olmak değil derdimiz, ölümlü hâlimizin tadını çıkarmak...

Sevgiyle,

Seyyah ÖZ

17.12.2020

Beşi Beş Geçe Beş Dakika (XVII)