Özkan Zere

Dünyaya Sön Kendine Dön

Bugünlerde fiziksel sağlığımızı koruma konusunu o kadar kafaya taktık ki, olayların akışı akıl sağlığımızı tehdit eder hale geldi. 

Sosyal Mesafelenme gündemimizin tepesinde yer alıyor. 

Tam da hayatımızın çoğunu kendimizden kaçar, kalabalık içinde özümüzden uzak halde, kendimize mesafeli biçimde yaşarken yakaladı bizi bu sosyal mesafelenme meselesi.  

Yeni doğan bu kavram insanların birbirinden belli bir fiziksel mesafede durmasını anlatıyor olsa da bir yandan bize birbirimizden belli bir zihinsel mesafede durmamız gerektiğini de hatırlatıyor. 

     Sosyal Mesafelenme ve Kendine Mesafelenme

Sosyal mesafelenme içe dönmeyi çağrıştırıyor. Kendine dönme. İnzivaya çekilme...

Kendine mesafelenme ise dışa dönmeyi. Kendini unutmayı ve kalabalıklara karışmayı...

Bu ikisi bir tahterevallinin iki ucu gibi sanki... 

İnsanın kendini tanıması için bu iki ucu da tecrübe etmesi gerektiğini düşünüyorum. 

İnsan sosyal bir canlı. Beşeri münasebetlere dahil olan insanın sosyal çorbada tuzu oluyor. Hem olana bitene etki ediyor, hem de etrafında olan bitenlerden kendine pay çıkarması mümkün oluyor.

Öte yandan, İnsan yalnız geldi ve yalnız gidecek bu diyardan. Ve bir başına kalabildiği zamanlarda, dünyanın etkisi olmadan kendisi hakkında derin düşünme şansı oluyor. 

...

Bu tahterevallinin iki ucu üzerinde 2 sene önce Seneca ile birlikte düşünmüştük. 

1. Kendine Dön (Dünyaya Sön)

   Kendini özlediğinde, bir başına kalmayı seç, inzivaya yönel. Kendi toprağını işle. Yeni mahsuller yetiştir. 

2. Dünyaya Dön (Kendine Sön)

   Kalabalıkları özlediğinde, çık ortaya, inzivada yetiştirdiklerini, etrafına sun. Dünyayla paylaş.

   Kalabalık seni yorduğunda, paylaştıkların tükenişe geçerken yeniden kendine dön.

Seneca'nın bize fısıldadığı gibi bu ikisini sırayla yapmak gerekiyor; 

Yalnız kalmak ve kalabalığa katılmak. (1)

Ta ki hem Dünyaya hem Kendine Sönme vakti gelene dek.

Bu seferi veya tekamülü (2) tamamlayana kadar...

...

Şimdilerde sosyal mesafelenme, dünyaya sönme ve kendine dönme zamanındayız hep birlikte. Bu dönemin hakkını verelim. Sistem bize bir şey söylüyor. Söz dinleyelim. İnzivaya çekilelim.

İçimizdeki keşfedilmemiş cevherleri keşfedelim. 

Gün yüzüne çıkaralım. İşleyelim. Işıldayalım. Işığımızı birbirimize sunalım...

Yüz milyar yıldız oldukları yerde bir başına parlıyor.

Hepsi bir olup gökyüzünde hep beraber ışıldıyorlar. 

Biz de yapabiliriz.

Hepimiz yıldız tozundan yapılmayız... (3)


Sevgiyle,

Seyyah ÖZ

23.03.2020

(1) Seneca der ki;

Yalnızlık bizim insanlara karşı özlem duymamıza sebep olur, kalabalık ise kendimize.

Kalabalık yalnızlıktan duyulan bıkkınlığa çare olur,  yalnızlık kalabalığa karşı duyulan nefrete.

(2) Tekamül sanki;

Tahterevallinin tam ortasında, kendine ve dünyaya eşit mesafede kalarak ve

Kalabalıkların içinde bir başınalığını, yalnızlığının ortasında tüm alemi yaşayarak

mümkün olabilir gibi... Darısı başımıza... Bu sefer oldu oldu, olmadı bir dahaki sefere...

(3) Bu söz genelde Carl Sagan'a atfedilse de ondan çok önce de kullanılmışlığı var. 

https://quoteinvestigator.com/...

İçsel dipnot: 

Bu arada, kendi farkında olmasa bile, insan aslında tüm alemi içinde barındırıyor. 

Bugünlere özel dip not:

Her an, her saniye, olumsuz haber yağıyor dünyanın dört bir tarafından.

Dünyaya sönme ve kendimize dönmeyi başarmak istiyorsak, zorunlu şekilde çekildiğimiz fiziksel inzivalarımızda, internet erişiminden, haberlerden ve sosyal medyadan mümkün olduğu kadar uzak kalmak zorundayız.

Sadece günün belli saatlerinde, kısa süreliğine dünyaya dönüp şöyle bir göz ucuyla bakmak iyi bir fikir olabilir. 

Aklımıza mukayyet olalım... Gözlerimizi kapatıp  gönlümüze nakşedilmiş yıldızları görelim...

...

Kaynakça olarak lütfen okuyalım:

Seneca "Ruh Dinginliği Üzerine"