Mindfulness ~ Bilinçsiz Farkındalık
Come Home To Yourself ~ Kendine Evine Dön
Farkında olduğumuzun farkına varırsak farkındalıktan uzaklaşırız. Tam tersi anlatımıyla, farkında olduğumuzun farkında olmadığımız zaman ancak farkındalık halimizi koruyabiliriz. Bilinçli Farkındalık tercümesi yerine Bilinçsiz Farkındalık açıklamasını tercih etmem işte bu yüzden.
Kafanız yeterince karışmadıysa, popüler kavram Mindfulness üzerine en kafa karıştırıcı açıklamalar için doğal düşünce akışımla paylaştığım fikirlerimi bu yayında izleyebilirsiniz.
Ya da hiç karışmasın kafanız; Size 4 adımlık gizli bir formül yazayım, olsun bitsin.
(18 dakika beni izleyip gözünüz yorulmasın, kafanız karışmasın):
1. Tüm hücrelerimizin bilinci olduğunu kabul edelim; bedenimizi şimdi ve burada olma hâli için bir araç olarak kullanalım.
2. Aklımıza mukayyet olalım.
3. Gönlümüzü ferah tutalım.
4. Açık zihinle ve ferah gönülle harekete geçelim.
Zihnimizin efendisi olalım, o bizim efendimiz olmasın. Düşünceleri durdurmayalım.
Sadece olumsuzuna değil, düşüncenin olumlusuna da eşit mesafede duralım. Her şey gelip geçici. İyisi de. Kötüsü de. Bulutlu ise gökyüzü, biz mavi gökyüzünü hatırlayalım. Yarış halinde ise düşünceler, aralarına dalmayalım. Bizi ezerler. Kenardan izleyelim, düşünce trafiği de elbet yoğun saatlerini sonlandıracaktır.
Yürüyelim. En önemli tefekkürler, yürüyen insanların zihinlerinde dönerler.
Nefes alıp verelim. Ne haddinden fazla tutalım nefesimizi, yemyeşil hâle döner yüzümüz. Ne de gereksiz hızlı hızlı alalım nefeslerimizi. Fazla kızarmaya, bozarmaya da gerek yok. Hayat hep bir denge meselesi.
Bedenimizi kendi hâline bırakalım. O nefes almayı da, yürümeyi de, uyandığı zaman kaslarını esnetmeyi de gayet iyi biliyor. Zihnimizde ve düşüncelerimizde yaşamaya son verelim.
Ve bağımlılıklar, bağımlılıklar, bağımlılıklar; Maddeselden öte Zihinsel olanlar. Korku da bir bağımlılık. Tembellik de. Ertelemek de. Tereddüt de. İnançsızlık da.
Kendimize inanalım.
Kendi ellerimizle kendi geleceğimizi yaratmak için önce bedenimizin ustası olalım; o bizim yaşam teknemiz. Bedensel farkındalıkla yaklaştığımız zihnimizin de ustası olalım ve şuurlu biçimde düşünelim. Sonrasında, bağımlılıklarımızdan bağımsızlığımızı ilan edip harekete geçelim.
İşte o zaman güzel günler göreceğiz. Güzel günler bize gelmez, biz onlara yürüyelim. Harekette Bereket Var, sözünün de hakkını verelim. Bolluk Bereket hepimizle olsun...
Seyyah ÖZ
27 Kasım 2019
Dip Not: Ne videoda var, ne de yukarıda, ancak buraya kadar okuyanlara bir bonus olsun.
Önerim şudur ki:
Sabah güne başlamadan, 10 dakika bir köşeye çekilip, kendi en keyifli hâlinizle, canınızın istediği biçimde nefes alın nefes verin ve gün içinde gerçekleştireceğiniz üç önemli konu üzerine tefekkür edin. Açılış Buluşması.
Gün bitiminde de günü sakince nihayetine erdirirken, yine o aynı sakin köşenizde, yine bir on dakika nefes alıp verin, gününüzü başından sonuna tekrar gözünüzde canlandırın ve bir değerlendirin, neler oldu neler bitti. Kapanış buluşması.
Bilinçsiz Farkındalığınız için gününüze işte böyle küçük bir alışkanlık ilave edin. Pişman olmayacaksınız...
Bedensel egzersizleriniz de sizinle her gün beraber olsun. En azından bir yarım saat yürüyüş yapın. Görün bakın nasıl iyi gelecek. Yaşam tekneniz, hayat denizinde sakince süzülecek. Kendinize dua edersiniz.
Rüzgarınız bol olsun. Sağlıcakla kalın. Heyamola...