Özkan Zere

Savunmasız Sohbetler 3

Hayat dövüyor, sonra el uzatıyor... Gel, ayağa kalk... Jean

Hayatta bir merkez bulmamı, orada durmamı, sevdiklerimle düzen kurmamı engelledi. Niyet ve akibet arasında bir yerde bekliyorum... Başak

Mesafe falan yokmuş aramızda, biz var zannediyormuşuz... Bu iki ay bana bir ömürlük tecrübeyi kazandırdı... Erdal

Zamanında kaygıyı kaygı bozukluğuna çevirmiş biriydim geçmişimde. Tüm olasılıklar ortada. Negatif bir senaryo.... Bu dönemde Mizah'ı seçtim. Bengi

Sıkıştırılmış bir ruhun özgür bir alan aramasıyla alakalı. Duyguların sıkıştırılması yeni olaylara gebe. Ozan

İnsana mesafeli bu dönemde, ben doğaya karşı mesafesizleştim. Ben hep mutlu değilim, hep umutluyum. Azra

Benim ve herkesin, kendimize ve çevresine iyi gelme hâlleri vardır... Bunları arayıp tarayıp bulalım... Uygulamaya alalım. Burak

7 konuşmacımıza, kendilerini bize açtıkları için minnettarız... 
Sheri & Özkan
03.06.2020

Savunmasız Sohbetler III 



Konuşmacıların tanıtımı ve paylaşımlarından dökülenler 

Jean:

"Hazırlıklı değildim; B Planı, C ve D planları olsa bile hayat sürprizlerle dolu. Sert bir deneyim oldu. İnsan tek başına kaldığında, kendi aramaya kalkıyor. Fark ettim ki, psikolojik olarak çıplak yakalandım. Fedakârlıklar nerede olacak? Bir şey kaybedeceğiz. Huzuru kaybetmeyelim. Hayat Bu. Karşına çıkıyor. Tokatlıyor, dövüyor. Sonra el uzatıyor. Gel, ayağa kalk. Bazen eli geri çekiyor. Bazen seni çekip yukarı kaldırıyor. İnsanın ve iletişimin önemini gördüm. İleri doğru daha güçlü gideceğim biliyorum. Bugünü kaybederiz, yarın tekrardan başlayacağız.

Başak:

İşim sebebiyle, ülke değiştirmek üzereydim. Kızım bu sene üniversite sınavına giriyor. Hayattaki en kıymetlim, hayatının önemli adımlarından birisini atacak. Pandemi patladı. İçimde yaşayan bir sürü kadın belirdi. Biri olumlu; hayatın akışına güvenen, değişimde fırsatlar gören, öbürü her şeyin içinde riskleri gören, eleştiren, muhafazakar bir tip. Pandemiyle, içimdeki domestik kadın da ortaya çıktı; sağlık, sıhhat, korkuları endişeleriyle, herkes dezenfekte olsun, sağlıklı olalım diyen... Bu curcunayla ve belirsizlikle, bunlar, karşı olanları, ve yancıları, içimdeki bir sürü kadın ortaya çıkınca, bu durum hayatta bir Merkez bulmamı, orada durmamı, bu hayatta sevdiklerimle düzen kurmamı, bu kadınları durdurup, tutarlı bir düzen kurmamı, sevenlerimle ve inananlarımla hemhâl olmamı engelledi. Sürüklenmeden akmak, arada bir durup nefes almak, niyet ve akibet arasında bir yerde bekliyorum.

Erdal:

Mesafe falan yokmuş aramızda. Biz var zannediyormuşuz. Çok fazla zannetme yanılgısına düşmüşüm bu dönemde. Koşuşturmaktan kafası kesik tavuk gibi otopilotta yaşıyormuşum, hepimiz gibi. Bunu fark ettim. Yazmak istiyordum. Bu dönemde filmi izlerken, müziği dinlerken, onunla ilgili yazmayı başardım. Dostlarımın kitaplarını, üretimlerini seçtim, vermekle ilgili yeni yollar keşfettim. Bu dönem ve önümüzdeki dönem çok yaratıcı bir dönem. Odanın içine kapalıyken, daha çok verebilmenin yollarını buldum. Endişelerimden kaçan hayatımı fark ettim, son 15-20 yılım böyleşmiş. Şimdi hep üzerine gidiyorum. Bu iki ay bana bir ömürlük tecrübeyi kazandırdı. İçimdeki dünyada yeni bir dönem başladı. Yeni dönemde kolektif çalışmanın önemini kavrayacağız. Teknoloji ve iletişimi iyi bilenler başarıya ulaşacaklar. Her ikisi de önemli... Bunlara inanıyorum.

Bengi:

Konuşacaklarım tamamen bencilce. Kendimi anlatacağım. İlk olay patladığında 500 kişilik bir konferansa konuşmam vardı. Korktum ama Gittim. Korku unsuru 1. Kısaca hikâyemi anlatayım. Babam diyaliz hastası. Kayınpederim doktor, pandemi hastanesinde çalışıyor. Ben iki kez tüberkuloz geçirdim. Astım hastasıyım. o zaman dörtbuçuk aylık hamileyim. Zamanında kaygıyı kaygı bozukluğuna çevirmiş biriydim geçmişimde. Tüm olasılıklar ortada. Negatif bir senaryo.... Bu dönemde Mizah'ı seçtim. Pandemi bana yaradı. Çok iyi geldi. Hamileyken okula gidip gelmek zorunda kalmadım. Ben bu dönem, hamile olduğum için NY'ta bir konuşmaya gidemeyecektim, şişmanlayacaktım, yazın denize giremeyecektim... Şimdi herkes benim durumumda... :)))

Ozan:

Eski bir hikâye. 20 yıl öncesi. Dışarıda bir patlama oldu. Düşman var. Nerede? Travma kelimesiyle, sözlük anlamıyla karşılaştığım an bu an oldu. Yanımdaki arkadaşım sıcak bir savaşın içinden gelmişti. Biz bugün görünmeyen bir düşmanla savaşıyoruz. Evet bundan sonra eskisi gibi olmayacak. Özgürlüğümüz sınırlandı. Dışarıya çıkamadık. Verdiğimiz mücadele hayatta kalma mücadelesi. Lüks bir savaş. Evde kalarak ölmemeyi becerebiliyoruz. Sonuçta ölümle sonuçlanabilen bir kavram. Korkum ve endişelerim var. Sıkıştırılmış bir ruhun özgür bir alan aramasıyla alakalı. Duyguların sıkıştırılması yeni olaylara gebe. Hırçınlıkla bu işin içinden çıkamayacağımızı görebilelim. Gerçeklere adapte olalım..

Azra:

İnsana mesafeli bu dönemde, ben doğaya karşı mesafesizleştim. Bitkilerin, hayvanların tekrardan doğumlarına, büyümelerine şahit oldum. Bazı kaynaklar azalırken, en değerli kaynak olan zamanımın bolca arttığını fark ettim. Yol ve trafik ile zaman kaybetmedim. Daha çok insanı aradım, hâl hatır sordum. Kendime kaliteli zaman ayırdım. Doğanın harika öğretmen olduğunu gördüm. Acele etmeden, kendi akışında ilerleyen. Zaman zaman yavaşlaması, zaman zaman da vaz geçmesi gerektiğini, dönüşeceğine güvenen bir işleyiş. Bana nelerden vazgeçmem gerektiğini, neleri hayata geçirmem gerektiğini hatırlattı  bu minik canlı. Corona. Kendimi de, çevremi de ihmal ettiğimi göstermiş oldu. Azra hep mutlu mu? Ben hep mutlu değilim, hep umutluyum. Başıma gelen olaylarda, seçimimi mutsuz olmamaktan yana kullandığımı fark ettim. Kendime gözlemci kalıp, mutlu olabileceklerime odaklandığımı fark ettim. Kendi etki alanımda yapabileceklerime ve üretebileceklerime odaklanıyorum. Hepimiz bir kaynaktan geliyoruz. Ben Sen'im, Sen de bensin. 

Burak:

Enerjik, eğlenceli, pozitif biri olarak bilinirim. Kalabalıklar içinde geçirdiğim günlük tempomun, sürekli seyahat ettiğim hayatımda, bu dalgayla şok oldum. Kendime, aileme, dostlarıma vakit ayırsam diyordum. Ama bu kadar da değil. İstediğimiz şeyleri, ne kadar istediğimize dikkat etmek gerek. Evdeyiz. Şok dalgası. Stres. Gelecek endişesi. Merak. Beraber yaşadık. Ben biraz "Show must go on" kafasında bir adamım. Öyle bir gün geldi ki, öyle uyanamadım. Tokat gibi çarptı. Bu ne hâl böyle dedim. Ezberim bozuldu. Ezber bozup yeniden yapmaya alışkan bir insanım. Her gün yeniden ezber bozdum yaptım. Bu dönemden, üreterek çıktım. Üretmek için içime döndüm. En iyi ne yapıyorum, ne yapmaktan mutlu oluyorum diye baktım. İş güç de var. Evdeki küçük hanımla oynamak da var. Üretim deyince. Değişim dönüşüm kaçınılmaz. Hepimiz bunu yaşıyoruz. Bana sorarsanız, bir "zaman atlaması" oldu. Filmlerdeki gibi. Aynı yere geri dönme ihtimalimiz kalmadı. Alışmak, kendimizi uyumlandırmak zorundayız. Şunu hatırlamak iyi geliyor. Bir tek bizim başımıza gelen bir şey değil bu. Çaresizliği paylaşmak bana iyi geldi. Herkes benimle aynı durumda. Bana özel bir şey yok. Uyumlanma konusunda çok güçlü canlılarız. Bunu hatırlayalım. Hatırlatalım kendimize. Evlere girdiğimiz kişiler olarak çıkmayacağız. Kabul edelim. Benim ve herkesin, kendimize ve çevresine iyi gelme hâlleri vardır... Bunları arayıp tarayıp bulalım... Uygulamaya koyulun derim... 

....