Savunmasız Sohbetler VI
1 Temmuz 2020 akşamı saat 20:30'u gösterdiğinde, Savunmasız Sohbetler altıncı defa tekerleklerini döndürüyor...
Altıncı akşamımızda, yedi yeni misafir konuşmacımız kendi ÖZ dünyalarının kapılarını aralıyor ve bizimle paylaşıyor...
Burası, "Güvenli Paylaşım ve Yargısız Dinleyiş Alanı"...
Burası "Savunmasız Sohbetler Hava Sahası"...
İzlemeye, dinlemeye gelenler yargılayan ve ahkâm kesen zihinlerini kapının dışında bırakıyorlar. Açık fikirle ve ferah bir gönülle paylaşılanlarla duygudaş oluyorlar.
Herkes her ÖZ hikâyeden kendine has bir çıkarımla ayrılıyor. Savunmasız Sohbetler her hafta, her paylaşım yapan için ve her dinleyen için farklı yansımalar doğuruyor.
Akşamın misafir konuşmacı akış sırası şöyle...
1. İzzet Çağlayan
2. Yıldız Ertan
3. Tugay Alyıldız
4. Işıl Sönmez
5. Nihan Yıldırım
6. Selçuk Avcı
7. Cansu Durucan
Keyifli akış, bizim sohbeti her zamankinden biraz uzun sürdürmemize sebep oldu...
Buyursunlar...
Dün akşam, tıpkı diğer akşamlar gibi eşsiz biçimde yaşandı.
Herkes kendi biricik kendisine ÖZ hikâyesinden bir kesiti, cesurca bizimle paylaştı.
Dün gecenin özünde bana düşen ÖZ şu oldu...
Maddi veya manevi dünyanın sadece birini seçip sadece birinde derinleşmenin insanın ÖZ dengesini bozacağını düşündüm. Hissettim.
Hatta kapanışta geçen sene 30 Haziran 2019 günü karaladığım bir yazımı okuyarak akşamı sonlandırdım. Karalama defterim elimin altındaydı ve bu sayfa önümde açıktı. Belki de bu yüzden sohbetten ben bu ÖZ'ü çıkardım.
Dediğim gibi, herkes kendi başına düşen Elma'nın ne olduğuna kendi bakacak, kendi idrak edecek, kendi karar verecek ve kendi ÖZ hareketini başlatacak.
~.~
Sohbetin açılışında kullandığım içerik ile bu metni şimdi sonlandırayım...
8 milyar insan. 8 milyar farklı dünya.
Aynı dünyada yaşıyoruz. Soluk alıp veriyoruz. Düşünüyoruz. Eyleme geçiyoruz.
Bir şeyler yapıyoruz veya yapmıyoruz.
Günün sonunda, çevremizde bütün olan biteni ve bizim yapıp yapmadıklarımızı değerlendiren, kendi süzgecinden geçiren, kendine has bir objektif açısı, perspektifi olan aklımız bize bir dünya yaratıyor.
Zihnimizde, ÖZ algılarımızla bize ÖZ bir dünya şekilleniyor.
Ve bizler bu ÖZ dünya içinde yaşadığımızı düşlüyoruz.
Düşlüyoruz çünkü, herkesin bu ÖZ dünyası, esasında kendine has bir ÖZ rüyası...
8 milyar insan. 8 milyar dünya. 8 milyar rüya...
~.~
Mevlana'nın sözü olmalı; "Uyku ölümün kardeşidir" Mesnevi'de geçer...
İçinde sadece bu söz geçen 79 saniyelik Cemâlnur Sargut aktarımını izlemek isteyenler buyursunlar...
O ki; ne biliyorsun diye soranlara "Haddimi bilirim" demiş olan Mevlana'nın sözü üzerine ilave söz söylenmez sanmayın.
Siz siz olun, her zaman inandığınız, söz ve fikirlerin ucuna kendi ÖZ sözünüzü ve fikrinizi ilave edin...
Ucu ucuna ekleye ekleye yaşamın içinden Yaratıcılık fışkıracak.
Ve tıpkı Mevlana'nın kendisinin de dilediği "Şimdi yeni şeyler söylemek lazım" mümkün olacak...
O zaman buyursunlar söylüyorum,
ve bu yazıyı kendi ÖZ sözümle noktalıyorum...
"Uyanıkken görülen rüya ölümün eşidir..."
Hayat en usta Hoca...
Bu Hoca'nın ellerinde uyandığımız bir dünyaya selam ola...
Heyamola...
Aşkla,
Seyyah ÖZ
2.Temmuz.2020
Perşembe 13:45