Özkan Zere

Henüz kimseler Koç değil, 360 derece icat edilmemişken...

Sene 1997 ~ Nisan ayının ilk 4 günü
Henüz çok küçüğüm. Dönüp kendime bakma şansına sahip oluyorum, büyüyorum.
Yavaş yavaş...
Ne güzel; çok şükür...

4 gün boyunca, Ken ve Ros Camsey ile beraberiz. Şahane insanlar... İktisat Bankası harika bir okul. Ekip yönetmeye başlamadan önce, nasıl yöneteceğimizi öğreniyoruz. Yönetici olmaya soyunuyoruz. Aferin...

Yönetici olduktan bir yıl kadar sonra, onları nasıl yönettiğimizi, ekibimizin bizim için doldurduğu anonim anketlerden öğreniyor, hakikat ile yüzleşiyoruz. Henüz 360 derece icat edilmemiş. Hakikatin tokadı iyi geliyor. Hepimiz kendimize geliyoruz. Bravo...

Antrenörlük yaparak yönetici olmayı öğreniyoruz, çünkü henüz kimseler Koç değil ve "coaching" kelimesi, henüz Türkçe'mize koçluk olarak yerleşmemiş... O da olur, vakti gelince...

Etkili toplantı yönetimi için, toplantı simülasyonumuz videoya çekiliyor, sonrasında görüntüleri, neler "başardığımızı" izliyoruz. Ayyy, bu gerçekten ben miyim!?! Video ne güzel bir alet değil mi?

İnsanın potansiyeline hayat vermesi için harika bir yerdi, İktisat Bankası. 

Yeteneklerimiz sürekli zorlanıyordu ve o dönemde hepimiz akıştaydık...

.....
Şimdilerde 40 fırın ekmek yiyeceğimizi kabul edip bir yola koyulmuşuz.
Açlığımızı bastırmak zor, öğrenme iştahımız yerinde. Kıvrıla kıvrıla kendi nehir yatağımızda ilerliyoruz.
Menderes misali.
Yavaş yavaş...
Ne güzel; Çok şükür...
.......................
Özkan Zere